Çıkmaz bir sokakta 13 çocuktuk. Yetmişli yılların sonlarıydı ve biz Eyüp sırtlarında yaşıyorduk. O günler hatırladığım o kadar çok ayrıntıyla dolu ki ...
Ayfer Tunç'un bir kitabı var "Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek" . Bu kitabı okuduğumda çok duygulanmıştım. Evet o zamanlar oturmaya gidileceği zaman çocuklar gönderilir ve bu soru sorulurdu. Çünkü o günlerde herkesin evinde telefon yoktu.
Leblebi tozu yerdik biz, ağzımıza yapışa yapışa. Elma şekeri, horoz şekeri hiç eksik olmazdı elimizden. Sokakta bayılıncaya kadar oyun oynar, gece saklambaçla taçlandırırdık çocukluğumuzu. Hasan amcamız bizi hamağına bindirir, kavaktan düdük yapardı. Biz de tüm mahallenin kurakları kuruyuncaya kadar çalardık.
Karabıyık Amca -kendisi mahallenin fotoğrafçısydı- her hafta fotoğrafımızı çeker, bir hafta sonra getirirdi. Merakla beklerdik. Gerçi tüm çocuklar aynı yeşilliğin önünde aynı pozu verirdi ama olsun, o fotoğraflar çok özeldi. Hala albümlerde bizlere gülümserler.
Okula bizi annemiz veya servis bırakmazdı. Biz toplanır tüm çocuklar beraber giderdik. Orta okulda öğretmen-öğrenci otobüsüne biner, öğretmenlerimize yer verirdik.
Bilgisayar hatta televizyon bile yoktu hayatımızda. Yine de mutlu çocuklardık. Televizyon yeni yeni girmişti dünyamıza. Önce siyah-beyaz haliyle tanıştık. İzledik bir süre, sonra renklendi, tabi Şirinler de. İlk gördüğümde ne kadar heyecanlanmıştım. Gözlerimi hayretle açmış ve "gerçekten mavilermiş" diyebilmiştim. Kara Şimşeği izlerdik hayranlıkla. Erkek çocuklarının hayalini süslerdi o araba.
Kısacası biz mutlu çocuklardık, daha doğrusu sadece çocuktuk...
**************
Bu yazıyı "deli anne"nin "Sevdikleri, Sevmedikleri..." yazısnı okuduktan sonra yazmaya karar verdim. Ona sevgilerimi yolluyorum.
Merhabalar,
YanıtlaSilYazınızla beni yıllar önceye götürdünüz.Yüreğinize sağlık.
Benim çocukluğumda radyo ve pikap dışında hiç bir teknoloji yoktu.Ama bizler çokkk mutlu çocuklardık.
Şimdi teknoloji çokk ama maalesef insan işkileri
yokk!!!
Ayfer Tunç'un kitabını alıp okumak isterim.
Sevgilerimle...
o kitabi okumak istiyorum,zira beni gecmise götüren herseye kabulüm,cocuklugumu o denli özlüyorum....öyle güzel yazmissinizki sizde,banada blogumda ayni konu ile ilgili yazi yazma istegi dogdu suan:)
YanıtlaSilbenim gibi zihninde her vakit gecmise yolculuk yapan biri icin ne iyi geldi bu yazi..yüreginize saglik...
ne güzel günlerdi..çok özlüyorum bazen...ve merak ediyorum çocuklarımız da ileride kendi çocukluklarını bizim gibi yüzlerinde gülümseme ve hasret ile anacaklar mı?
YanıtlaSilbloguma hosgeldiniz gene beklerim içten yorumlarınızıda görmek beni mutlu edecek sevgiler
YanıtlaSilprofilimi değistirdiğim için bu mesajı tekrar yazdım sevgiler
YanıtlaSilŞimdiki çocuklar için çok üzülüyorum, teknolojinin sığlaştırdığı bir hayatın onları beklediğini düşünüyorum. İnşallah yanılıyorumdur. Ancak bu durumda bize çok iş düşüyor. Onlara en azından anlatabiliriz. Sevgiler...
YanıtlaSilanlatmaya anlatirizda ,degisen sadece bizim çoçuklar olsa, gene olmuyorkonu komsunun akrabalarin cocuklarinida etkiliyebilme imkanimiz olsa keske (onlari da internetin televizyonun basindan kaldirabilsek ) ,cunku bizim cocuklarimizin oynuyabilicegi çevre cocuklarina ihtiyaci var.Onun için cocuklarimizi uyarsakta uyarmasakta ,bir parca mutsuz kalicaklar.Allah onlari kotu etkenlerden muhafaza etsin insallah !bu guzel postalarinin devamini beklerim ! sevgiler !
YanıtlaSilHerşeye rağmen biz elimizden geleni yapalım. Herşeye rağmen...
YanıtlaSilGünaydın,ziyaretiniz için teşekkür ederim:)
YanıtlaSilYaşanmış hikayeleri her zaman severim..
Benim çocukluğumun bir yarısında da tv yoktu..dediğiniz gibi hep sokakta oyun oynardık ve mutlu çocuklardık..Gerçi benim çocuklarımda o mutlu çocukluğu yaşadı diyebilirim.küçük bir sahil kasabasına taşındığımız için..bol bol temiz havayla haşır neşir oldular..
Bu kitabı not alıyorum İstanbul'a gittiğimde alacağım..sevgiler..
Butiğimi izlemeye almışsınız,Bloğuma da beklerim..http://noyumberry.blogspot.com/
Çocukluğumuza vefamızı çocuklarımızla paylaşarak ödeyebiliriz. Kitabı mutlaka okuyun. Sevgiler...
YanıtlaSil